Beyin Temelli Öğrenme ve FARK Matematiğin “Fark”ı
Bugün sizinle Beyin Temelli Öğrenme ve FARK Matematik’in Farkı’nı konuşacağız. Beyin iki katmandan oluşuyor: serebral korteks dediğimiz dış beyaz cevher ve limbik sistem dediğimiz iç katman.
Birkaç yıl önce. Seansımız için öğrencimin evine yürüyorum. Hava ayaz ve kömür kokuyor. Zihnimde Barış Manço’dan Bu Gün Bayram şarkısı çalmaya başlıyor.
Limbik Sistem
Barış Manço’nun Bu Gün Bayram şarkısının ünlü olduğu yıllar çocukluğuma denk geliyor. Köye bayram ziyaretine gittiğim yıllar. Bayramın kışa denk düştüğü yıllar.
Zihnimdeki bu çalma listesini limbik sistem yönetiyor. Diğer tüm öğrendiklerimi yönettiği gibi. Bu yüzden beyin temelli öğrenmenin en önemli kısmı burası: Limbik sistem.
Limbik sistem öğrenmenin, hatırlamanın ve duyguların merkezi. Şarkının sözlerini hafızaya alıyor. Havanın kokusu ve ayazıyla şarkının sözlerini ilişkilendiriyor. Ayazı ve kokuyu tekrar hissettiğinizde size sözleri hatırlatıyor.
Öğrenmenin formülü: bilgi, duygu, duyu.
Burada duygu bayram sevinci, bilgi şarkı sözleri, duyu ise koku ve soğuk diyebiliriz. Bir mağazada örme bir hırka gördüğümde aklıma Peru halkının hayat tarzının gelmesi de aynı formülün bir sonucu. İlk Peru halkının yaşam tarzını anneannemle okuduğumuzda üzerimde anneannemin ördüğü hırkanın olması, hırkanın yumuşacık hissi ve anneannemin ilgi ve sevgisini hissetmek okuduğum şeyin aklımda kalmasını sağlayan ve 30 yıl sonra hala hatırlamamı sağlayan şey.
Serebral Korteks
Serebral korteks ise beynin daha çok haberdar olduğumuz bölgesi. Beyaz cevher de deniyor. Üzerinde mantıksal düşünme, dil ve konuşma, duyusal olarak dış dünyayı hissetme, hareket etme, işitme ve görme bölgeleri bulunuyor.
Matematikte konuları anlamak ve soruları çözmek için mantık bölgesini kullanıyoruz. Toplama-çıkarma, rakamlar-sayılar gibi tüm matematiksel sembolleri anlamlandırmak ve tabii ki soruları ve konuları okuyabilmek ve gerektiğinde anlatmak için işitme ve dil bölgelerini kullanıyoruz. Geometri ya da ağırlık-havuz problemleri gibi konularda duyusal olarak dış dünyayı adlandırma ve hareket bölgelerinin tecrübelerine ihtiyacımız oluyor.
Görme ise en çok kullandığımız bölge diyebiliriz. Okumak için, yazmak için, öğretmenimizi dinlerken, konuyu anlatan uzunluk merdiveni gibi ipuçlarını öğrenir ve hatırlarken.
Hangisi Daha Önemli?
Tabii ki ikisi de. Bilgiyi öğrenmek için beyaz cevhere ihtiyacımız var: görmemiz, duymamız, mantık yürütmemiz gerekiyor. Ama bilgiyi kaydetmek ve geri çağırmak için de limbik sisteme ihtiyacımız var: sınavda, sözlüde, sohbet ederken hatırlamak için öğrendiğimiz bilgiyi kaydetmiş ve geri çağırmanın yollarını oluşturmuş olmamız gerekiyor.
Peki bu bilgileri eğitimde nasıl kullanacağız?
Biz bu bilgileri ve fazlasını seanslarımızda kullanıyoruz. En önemli beş madde ise şöyle:
Beyin temelli öğrenmede en önemli beş madde
1- Duygusal etkileşim
Biz FARK Matematik olarak duygusal etkileşime çok önem veriyoruz. Pozitif duygularla temellendirilmemiş bir seansın öğrenmede kalıcılığı sağlanamayacağını biliyoruz. Öğrencilerimizi duyuyor, nasıl hissettiğini görüyor, onlara değer veriyoruz.
2- İlişkilendirme
İlişkilendirmenin bilgiyi geri çağırmada ve kalıcı öğrenme sağlanmasında önemli olan bir diğer etmen olduğunu biliyoruz. Mutlaka öğrencimize sunduğumuz bilginin önceki bilgilerimizle ilişkisini gösteriyoruz. Günlük hayatımız ile teorik bilgi arasında bağ kuruyor, soyut bilgiyi somut örneklerle ilişkilendiriyoruz.
3- Büyük resmi gösterme
İlişkilendirme kadar bilginin gruplandırılması da kalıcı öğrenme için önemli. Beynin bilgiyi nereye kaydedeceğini, hangi grupla ilişkilendireceğini bilmesi için büyük resmi görmesi gerekiyor.
4- Basamaklı tekrar sistemi
Ara ara geri çağrılmayan bilgi, beyin tarafından gereksiz görülerek arka plana atılabiliyor. Bunu önlemek için bilgiyi ilk öğrendiğimiz dönemlerde ara ara geri çağırmamız gerekiyor. Bu noktada basamaklı tekrar sistemine çok önem veriyoruz. Bilgiyi geri çağırmak bir önceki seansı bir cümleyle açıklamaktan, bir ay önce çalıştığımız bir konu ile ilgili soru çözmeye kadar birçok farklı yolla yapılabiliyor.
5- Dikkat uzamsalı
Beynimiz tüm beden ağırlığımızın yaklaşık %2’sini oluşturuyor. Ama enerjimizin %20’sini tüketiyor. Beynimiz en çok enerji harcayan organ. Hele ki dikkatimizi vermemiz gereken anlarda bu oran daha da yükseliyor. Bu yüzden dikkatin bir süresi var. Odaklandığımız anlar performans modumuz ise, dikkatimizin dağıldığı anlar enerji tasarruf modumuz diyebiliriz.
Dikkatin dağılması hayatta kalmak için gerekli bir durum ve tamamiyle ortadan kaldıramayız. Biz FARK Matematik olarak öğrencilerimizin dikkat uzamsalına dikkat ediyoruz. Dikkatin dağıldığı anlarda öğretilen bilginin kalıcı olmayacağını biliyor, dikkati toplayacak konuları kullanarak odağı AN’a çekip devam ediyoruz. Dikkat süresi idealde değilse esnetme üzerine çalışıyoruz. Eğitmenlerimiz öğrencilerinin dikkat süresini esnetmek için dikkati toplama etkinliklerini öğrencilerini gözlemleyerek dinamik bir şekilde düzenliyor.
Duygular ve Duyular
Beyin temelli öğrenmenin sırrı bu: duyulara hitap etmek ve duygulara önem vermek. Bunu her gününüzde, hatırladığınız eski bir şarkıda siz de görebilirsiniz.